Fransa denince aklınıza ilk olarak Eiffel Kulesi geliyor olabilir. Fakat pek bilinmemekle birlikte, çoğu bilim adamına göre dünyanın sekizinci harikası olan bir yer daha var : Mont Saint-Michel!
Burası Fransa’nın kuzeybatı kıyılarında, Aşağı Normandiya’nın Manche ilinde yer alıyor.
Sözünü ettiğim bu yere biz grubla Rennes’den otobüsle bir saat 15 dakikada geldik.Paris’den gelmek isteyenler için 2 saat uzaklıkta sadece.
Çevre uzunluğu 900 metreyi bulan Mont Saint-Michel, çamur düzlüklerinin ve güçlü gel git dalgalarının ortasında yükselen bu kayalık, sular yükseldiğinde bir ada görüntüsü verirken, sular çekildiğinde çölün ortasında bir vaha gibi görünüyor. Bu tepeliğin zirvesinde Aziz Mikael’e adanmış bir katedral yer alıyor.
Ülkenin Normandiya ve Bretanya bölgelerince paylaşılamayan Mont Saint-Michel, aslında tam olarak iki bölgenin sınırında bulunuyor ve Yukarı Normandiya bölgesine ait olarak biliniyor. Öyle ki, iki bölgenin bu anlaşmazlığı komik kartpostallara bile çokça malzeme olmuş. Peki burayı böylesine harika yapan şey nedir? Bir yer düşünün ki; aynı anda hem ada, hem yarım ada,hem manastır, hem kale, hem de tek başına bir köy: İşte Mont Saint-Michel!
HAPİSHANEDEN KAÇIŞ
Onuncu yüzyılda bir manastır olarak yapılan Mont Saint Michel’in ıssız, sanki dünyadaki her şeyden çok soyutlanmışsınız hissi veren Gotik bir havası var.
Fransızlar;okyanus kenarında böylesi izole bir yeri Fransız Devrimi sırasında hapishane olarak kullanmışlar.
Ancak suyun çekilmesiyle tepenin ada niteliğini kaybettiğini ve mahkumların kolayca kaçabileceğini farketmiş olacak ki 1874’te tarihi eser olarak sınıflandırılmış ve restorasyon-koruma programına alınmış. 1979’da da Unesco Dünya Mirası alanı ilan edilmiş.
AYNI GÜN HEM ADA HEM YARIM ADA
AMAN DİKKAT ! ARABANIZ SULAR ALTINDA KALABİLİR
Mont Saint Michel;Med ve Cezir bakımından oldukça ilgi çekici.
Bilindiği üzere Güneşin, uyduların birer çekim kuvveti vardır. Bunlar dünyaya uzak olduğu için pek etkili olmazlar. Ama ay çok yakınımızda, güneş de çok büyük olduğu için çekim kuvvetlerinin etkisiyle dünya üzerindeki sular alçalıp yükselir. Bu olaya gel-git (med cezir) denir.
Mont Saint-Michel’de günde birkaç kez gel-git olayı yaşanıyor!
Buranın med-cezir takvimine bakarak istediğiniz zamanda gelebiliyorsunuz. Esasen Manastırın girişindeki Park tabelasında gel-git saatleri belirtilmiş.Park kurallarına uymazsanız döndüğünüzde arabanızı sular altında bulma ihtimaliniz çok yüksek.tepenin anakaraya bakan yamacının tümne yayılmış yılansal labirent merdivenlerle dev bir balkon gibi olan kalenin tepesine kadar çıkılabilirsiniz.Tepedeki Kalenin surlarından okyanusa doğru başınızı dışarı uzattığınızda aşağıdan yukarı doğru esen rüzgar sertçe suratınıza çarpacaktır.Saat akşamın beşine doğru Rüzgarın sert esmesi “Med-Cezir”in birazdan başlayacağının emaresidir.Aşağı Park yerine indiğinizde görevli,turist lere biran evvel araçlarını çekmeleri uyarısında bulunduğunu duyacaksınız.
MONT SAİNT MİCHEL;PARİS’DEN İKİ SAAT UZAKTA
.
Kuzey Fransa’ya gelindiğinde uğramadan gidilmemesi gereken yerlerden biri Mont Saint-Michel kısacası. Ve eğer Paris’teyseniz, hızlı trenle Bretanya bölgesinin başşehri Rennes’e geçebilir, buranın garından düzenli olarak kalkan otobüs veya trenle birkaç saat içerisinde Mont Saint-Michel’e varabilirsiniz.
Özel aracınızla geldiğinizde isterseniz direk Ada’nın (?) bulunduğu yere aracınızı park edersiniz.Veya Toplanma bölgesinde her 10 dakikada bir kalkan Navette isimli ücretsiz Otobüse binip Manastırın bulunduğu yere ulaşırsınız.Navette Otobüsü bıraktığı aynı yerden dönüşte sizi alıyor.
KOLONLAR ARASINDA DOLAŞIRKEN ORTA ÇAĞI YAŞAMAK DUYGUSU
Mont St Michel’deki asfalt bir yol ile anakaraya sürekli şekilde bağlanmış olan kale dünyadaki en sıradışı kalelerden biri olsa gerek.
Büyük bir dağ büyüklüğünde kale gibi olan yapı aslında devasa bir kayanın etrafına örülmüş bir binadır.
Gittiğiniz güne ve saate göre yarımada ya da ada olabilecek bu doğal güzelliğin plajındaki eğim yataya çok yakın olduğu için sahil çizgisi bir saat içinde 2 kilometreye yakın değişebilir.Bir önceki gelişinizde parkettiginiz yer bir sonrakinde sular altında olabilir.
Yapımına 10. yüzyılda başlanmış
bu manastır, deniz çekildiği zaman sanki çölün ortasında bir dağ gibi görünürmüş. Deniz yükseldiğinde ise suyun uzerindeki adacık gibi oluyormuş.Geniş kolonlar,yüksek tavanları arasında gezinirken insan kendini Ortaçağ’daymış gibi hissediyor.
Ayrıca bu adanın Orta Çağın özelliklerini taşıyan bir köyü de var.İçinde otel bile olan bu mini köyde kalmak biraz pahalı tabii.
Turistler genellikle Rennes’de kalıp günü birlik burayı ziyaret ediyor.İçinde kılıç, hançer vs. ve yuvarlak masa şövalyeleri ile ilgili eşyalar (biblolar, resimler…) satan pek çok dükkan barındıran bu Gotik yerleşim birimi mutlaka görülmesi gereken turistik destinasyonlardan biri.
UMBERTO ECO “GÜLÜN ADI”
Umberto Eco’nun “Gülün Adı”kitabının filmi burada çekilmiş.
Yönetmenliğini Jean Jacques
Annaud’un üstlendiği filmde
rahip William rolünde James
Bond karakteriyle tanıdığımız Sean Connery oynuyor.Bir manastırda cinayet işlenmiştir.Rahip William olayı araştırmak üzere imparator tarafından görevlendirilir.
Umberto Eco’nun Gülün Adı adlı romanı, güzel olduğu kadar karmaşık bir anlatım sistemiyle okura hem işaretbilimine dair açık bir savunma hem de karmakarışık bir dedektiflik öyküsü sunuyor.
AZİZ MiKAİL’E ADANAN MANASTIR
Mont Saint Michel adından da anlaşılacağı üzere Aziz Mikail’e adanmıştır. Yüzyıl savaşları sırasında bölgede İngilizler tarafından işgal edilmeyen tek kale ve köy olan Mont Saint Michel’in savaşçı Aziz Mikail tarafından korunduğuna karar verilmiş.Bu nedenle yüz yıllar sonra da olsa adanın tepesindeki Şapelin(kilisenin ibadet edilen bölümü) kulesinin ucuna elinde kılıçla gökten inen bir Mikail heykeli konmuş.Dahası var:Katoliklerin tek savaşçı Aziz Mikail, bu manastırın İngilizlerin eline geçmemesi sebebiyle sembolleşerek Protestanlara karşı yürütülen karşı devrimin de sembolü olmuş.
FRANSA VE MONT SAİNT MİCHEL’İN ANIMSATTIKLARI
–Fransa;Yunus ve balina yetiştiriciliğinin yasaklandığı bir ülke.
—2.Dünya Savaşı sırasında Nazi’lerin Yahudilere yaptığı soykırımda sorumluluğu bulunduğu yönündeki siyasi ve tarihi tartışmalar devam eden bir devlet.
—“Deneysel”filmin öz-vatanıdır.”
—Obezite sorunuyla savaşmak için restoran ve kafelerde fiks ücret karşılığında sınırsız meşrubat sunma uygulamasını yasaklayan ülke.
—Fransa genelinde
ciddi göz problemi var gibi geldi bana.Çünkü sokakta gördüğüm insanların çoğu gözlük takıyor.
—İnsanlar çok gürültülü sümkürüyolar ve kimse dönüp bakmıyor bile.
—Dilencileri bile sizli bizli lütfenli konuşuyor sonra efendice gidiyor
–Katolikler,Mont Saint Michel’i hac maksatlı da ziyaret ettikleri için temmuz-ağustos aylarında gidilmemesi gidilirse de klasik müzik dinletilerinin olduğu gecelerde gidilmesi tavsiye edilir,
–Terrence Malick’in “To the Wonder” (Aşkın Halleri) filmini izlerseniz Mont Saint-Michel’i yakından görebilirsiniz.
–Yolda sağlı sollu sergilerde armut (poiré) Cider’i (şarap) satılır.
—St.Michel markalı Galettes bisküvileri çok lezzetlidir. Tatmanızda yarar var.
—St.Michel’de Kalenin girişindeki “La Mere Poulard “(1851-1931 yaşamış ünlü Fransız mutfak uzmanı) restoranında patlıcanlı omlet tavsiye edilir.