Türk halk masallarının en bilinen ve sevilen karakterlerinden biri olan Keloğlan’ın, Çankırı kökenli olduğu ortaya çıktı. Yüzyıllardır dilden dile anlatılan Keloğlan masallarının kökeniyle ilgili yapılan kültürel araştırmalar, bu simgesel kahramanın Anadolu’nun kalbinden, Çankırı’dan doğduğunu gösteriyor.

Sözlü Kültürden Yazılı Tarihe

Anadolu masalları üzerine uzun yıllardır çalışmalar yürüten halk kültürü araştırmacıları, Keloğlan’ın ilk anlatılarına Çankırı ve çevresindeki köylerde rastlandığını belirtiyor. Özellikle 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında derlenen masallar arasında Keloğlan’ın yaşadığına inanılan köyler bile yer alıyor. Sözlü kültürün güçlü bir şekilde korunduğu bölgede, Keloğlan’ın saf kalpliliği, kıvrak zekâsı ve halktan biri oluşu, yöre halkı tarafından sahiplenilmiş durumda.

“Keloğlan Bizimdir” Diyorlar

Çankırı’nın yerel yöneticileri ve halkı ise bu gelişmeden büyük memnuniyet duyuyor. Bazı köy muhtarları ve yaşlılar, “Keloğlan bizim dedelerimizden anlatılagelirdi, onun gibi kıvrak zihinli, fakir ama gururlu, doğru yoldan şaşmayan çocukları biz de tanıdık” diyerek bu karakterin yörelerine ait olduğunu savunuyor.

Kültürel Miras Olarak Tescillenmesi Gündemde

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile bazı üniversiteler, Keloğlan karakterinin kökenine dair bilimsel çalışmalar yapılması için ortak proje başlatmaya hazırlanıyor. Çankırı Belediyesi’nin ise Keloğlan Müzesi ya da Masal Parkı kurma düşüncesiyle harekete geçtiği belirtiliyor.

“Murat Uygur’dan 2030 Hedefi: Türkiye’yi Dünyanın Sağlık Turizmi Merkezi Yapmak”

Masalın Gerçek Yüzü

Keloğlan’ın Anadolu insanını temsil eden özellikleri — dürüstlük, akılcılık, cesaret ve tevazu — sadece bir masal karakteri olarak değil, aynı zamanda bir toplumsal sembol olarak da kabul ediliyor. Çankırı’dan çıkıp Türkiye’nin dört bir yanına yayılan bu kahramanın, çocukların hayal dünyasında olduğu kadar, yetişkinlerin hafızasında da özel bir yeri bulunuyor.