HAKKIMIZ OLANI ALANA KADAR MÜCADELEYE DEVAM!
Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte halkın sağlık hakkı, sağlık emekçilerinin de çalışma hakları giderek geriletilmiş, sağlık alanı bile isteyerek çökertilmiştir. Bu adımların hiçbir aşamasında sağlık emek-meslek örgütlerinin itirazlarının dikkate alınmamasının getirdiği yıkım ayyuka çıkmışken biz sağlık emekçilerine hâlâ karar mekanizmalarında söz hakkı vermeme ısrarı ile aynı yanlışa devam edilmektedir.
Sağlık sisteminin çökertilmesi halkın nitelikli sağlık hakkına erişememesinde sorunlar yaşatmakta, sistemden doğan tüm sorumluluk sağlık emekçilerine yansıtılmakta ve karar mekanizmalarında yer almadığı sistemin olumsuzlukları ile çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Bu olumsuzlukların başında gelen sağlıkta şiddetin yaşanmadığı tek bir gün geçmemektedir. Güvenli işyerleri ve etkili bir şiddet yasası ise henüz daha bakanlığın gündeminde dahi değildir.
Bir diğer olumsuzluk ise sağlıkta talebin her geçen gün kışkırtılması ile artan iş yüküdür. Sağlık emekçileri yetersiz istihdamın ve kışkırtılmış sağlık talebinin karşısında tükenmekte, angarya ile çalışmaya zorlanmaktadır. Bu yoğun emeğin karşılığında ise insanca yaşanabilecek temel ücrete erişmek yerine oyalama tasarılar, ek ödeme yalanları ile geçiştirilmektedirler. Performans ile sağlık çalışanları birbirine düşman edilmekte, nicelik niteliğe yeğlenmektedir.
Yoğun emek gerektiren bu çalışma düzeni ve ekonomik sorunların yanı sıra liyakatsiz atamalar, yönetici mobbingleri, KHK’ler ve soruşturmalar gibi antidemokratik uygulamalar ile sağlık hizmeti vermeye çalışan sağlık emekçilerinin sosyal ve siyasal sağlık hakkı ihlal edilmektedir.
Sorunlarımızın sağlık sisteminden kaynaklı olduğu aşikârdır. Koruyucu sağlık hizmetini, halkın sağlık hakkını öncelemeyen bir anlayışın sağlık veremeyeceğini biliyoruz. Sağlığa, emeğe ayrılmayan bütçe sağlıksızlığın en büyük kaynağıdır. Sağlık çalışanlarının talepleri ile halkın sağlık hakkı talebi birbirinden ayrı düşünülemez. Bizler, emeği üretenler yeni bir sağlık sistemi mümkün diyoruz. Genel sağlık hizmetlerinde, katkı-katılım payları, ilave ücretler ile halkın cebinden parasının çıkmadığı, ilaç krizinin yaşanmadığı, halkı özel sektöre yönlendirmeyen, İnsanların yaşam alanlarına yakın hastanelerin kapatılmadığı aksine şehir hastaneleri aracılığı ile sermayeye değil halkın hastanelerine bütçe ayıran, koruyucu sağlığın öncelendiği bir sistemi özneleri ile kurmak mümkün. Bu nedenle birlikte dönüştürme gücü olan biz sağlık emek meslek örgütleri bir mücadele programı başlatıyoruz. Bu programda nasıl bir sağlık sistemi istediğimizi tüm özneleri ile tartışacak, emeğimiz üzerinde sözümüzü kuracağız.
İlk olarak hekimlerin ve diş hekimlerin gelirlerinde düzenleme içeren ama onlar arasında dahi eşitsizlik yaratan ve tüm sağlık çalışanlarını kapsamayan tasarının geri çekilmesine, ocak ayında görüşüleceği söylenmesine rağmen hâlâ görüşülmemesine itiraz ediyoruz. Tasarı kapsayıcılığı arttırılarak derhal Meclis’e getirilmelidir. Meclis’e gelene kadar genel merkezlerimizde, sağlık kurumlarında NÖBETTE olacağız.
26 Ocak-4 Şubat arası Hakkımız olanı almak için, tasarının meclise gelmesi için
Beyaz Nöbetteyiz!
Yasal düzenlemeler yapılıp hakkımız verilmediği takdirde 8 Şubat’ta
Beyaz G(ö)REV’deyiz!
Tüm bu süreçte taleplerimiz açıktır:
Uyarıyoruz: Emeğimiz ve haklarımızın karşılığını almak için mücadelemiz büyüyerek devam edecek. Bu G(Ö)REV, taleplerimizin yerine getirilmesi için yapacağımız son, tek günlük G(ö)REV olacak. Başta öncelikli/acil olanlar olmak üzere bütün taleplerimiz kabul edilmediği takdirde G(ö)REV eylemlerimiz devam edecek!
Katılan Kurumlar:
Şanlıurfa Tabip Odası
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Şanlıurfa Şubesi
Şanlıurfa Diş Hekimliği Odası