Pandemi koşullarında ekonominin kötüye gittiği bir ortamda Yunan hükümetinin borçlanarak silahlanmaya başvurmasının mantıklı bir izahı yok. Sadece son iki yılda Fransa’dan satın alınan savaş uçakları ile fırkateynlere ödenen paranın tutarı 5 milyar avronun üzerinde. Bu bedel, Yunanistan’ın Türkiye karşısında içine girdiği kısır döngünün ve kendi yarattığı paranoyanın bir yansıması. Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’nde her iki ülke ortak projeler geliştirerek oradaki zenginlikleri birlikte kullanabilir.. Atina, Türkiye’yi Doğu Akdeniz ve Ege’de haksız ve saldırgan; Kıbrıs Türklerini de Kıbrıs’ta siyasal açıdan azınlık gören bir bakış açısıyla bir arpa boyu yol alamayacağını artık görmeli. Aksi halde Yunan halkından topladıkları vergileri, Türk-Yunan geriliminden beslenen uluslararası silah tüccarlarına kaptırmaya devam edecekler.
“Türk düşmanlığı” göze çarpar. Yine üstü örtük bir şekilde ders kitaplarında İzmir ve İstanbul’un “Yunan olduğuna” dair bir algı çalışmasının yer aldığı fark edilir.