Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütüne 11 Temmuz 2018 tarihinde operasyon yapılmış, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 8 Temmuz 2019’da iddianamesini hazırlamış, 17 Eylül 2019’da da örgütün yargılanmasına başlanmıştı. Davada son duruşma görüldü.
Mahkeme heyeti Adnan Oktar’a bireysel suçlardan bin 67 yıl hapis cezası verdi.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde 78’i tutuklu 236 sanığın yargılandığı davada 17 Eylül 2019’da başlayan ilk duruşmada örgüt elebaşı Adnan Oktar’ın savunmasını almıştı. Örgüt mağduru olan müşteki kadınların ifadeleri sırasında duruşmalar kapalı yapılmıştı. Koronavirüs tedbirleri kapsamında tutuksuz sanıkların duruşmalara katılma zorunluluğu kaldırılırken, buna rağmen birçok tutuksuz sanık ve izleyici duruşmaları takip etmeyi sürdürmüştü.
En son 29 Aralık’ta sanıkların son sözleri sorulmuş ve mahkeme heyeti bugün kararını açıklamak üzere duruşmalara ara vermişti. Silivri Cezaevi girişindeki duruşma binasında görülen davada bugün karar duruşması yapılıyor. Tutuksuz sanıklar, mağdur ve müştekiler, avukatlar ve basın mensupları duruşma salonuna alındı. Ardından örgütün elebaşı Adnan Oktar’ın aralarında olduğu tutuklu sanıklar jandarma görevlilerince tek tek salona getirildi. İddia makamındaki Cumhuriyet savcısı da yerini aldı. Mahkeme heyetinin gelip kararını açıklaması bekleniyor.
Cumhuriyet savcısı 13 Kasım 2020’de mahkemeye sunduğu esas hakkındaki mütalaasında, Adnan Oktar’ın, 150 yıldan bin 365 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istemişti. Oktar’a şu suçlar yöneltilmişti: “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek”, 20 kişiye karşı “birden fazla kişiyle birlikte ve silah tehdidiyle cinsel saldırı”, 7 kişiye karşı “birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehditle çocuğun cinsel istismarı”, “suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak silahla tehdide azmettirme”, 15 kişiye karşı “örgüt amaç ve faaliyetleri doğrultusunda kişisel verilerin kaydedilmesi”, 5 kişiye karşı “kişisel verilerin kaydedilmesi”, 2 kişiye karşı “kendisini savunmayacak durumda birine karşı silahla cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, 12 kişiye karşı “cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, 7 kişiye karşı “örgütün korkutucu gücünden yararlanarak eğitim ve öğrenim hakkının engellenmesi”, 2 kişiye karşı “eziyet”, “siyasal ve askeri casusluk suçuna teşebbüs”, “özel belgede sahtecilik”, “resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “kaçakçılık”.
Savcının mütalaasında aralarında Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Merve Büyükbayrak, Aylin Atmaca, Alev Babuna ve Ulviye Didem Ürer’in de bulunduğu örgüt yöneticisi konumundaki 13 sanığın “örgüt yöneticisi olmak” suçundan 5 yıldan 12’şer yıla kadar hapisleri ve örgüt faaliyetleri kapsamında işlenen tüm suçlardan cezalandırılmaları talep ediliyor. Örgütte erkeklerden sorumlu imam olan ve Ulviye Didem Ürer ile birlikte örgütün iki numaralı ismi olarak geçen Tarkan Yavaş’ın, 6 kişiye karşı “birden fazla kişiyle birlikte ve silah tehdidiyle cinsel saldırı”, “birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehditle çocuğun cinsel istismarı”, “gerçeğe aykırı bildirimde bulunma” ve “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçlarından 239 yıla kadar hapsi isteniyor. Mütalaada “örgüt üyeliği” veya “örgüte üye olmamakla birlikte yardım” suçlarından yargılanan 222 sanıktan bazılarının beraati istenirken, sanıkların çoğunun hapisle cezalandırılması öngörülüyor.Kaynak: Sondakika.com